Blogger tarafından desteklenmektedir.


5 Eylül 2013 Perşembe

Mini NLP Kursu 4. Hafta

Posted by islamkalkan at 18:13 0 Comments
Mini NLP Kursu 4. Hafta
NLP ‘nin diğer ayağı ise Davranış Esnekliğidir.

Etrafınızda çocukları olanlardan şunu hiç duydunuz mu? 100 kere söyledim yine yapıyor? Ya da eşlerin birbiri için söylediğini duymuşsundur. 100 kere söylemiş ve çocuk aynı davranışı yapmış. Ve 101 i de söylemiş.. Tam da bu noktada Eınstaın ın sözünü söylemeden geçemeyeceğim.. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsiniz..

Aynı şeyleri yaparak ulaşamadığımız hedefe ulaşmak için direnmek yerine B planına geçmeye ne dersiniz? İstediğiniz bir amaca ulaşmak için bir yöntem izliyorsunuz ve başarılı olamadığınızı görüyorsunuz.
Bu durumda ne yaparsınız?

Aynı yöntemle tekrar başarılı olmayı mı umarsınız yoksa yeni metodlar mı denersiniz.?

NLP' de esneklik yasası; eski yöntemin başarısızlığında yeni bir yolun izlenmesini söyler. Esnekliğimiz arttıkça sisteme olan hakimiyetimiz de artar.

Peşinde olduğunuz sonuçlan alıncaya dek davranışlarımızı değiştirmeye hazır olmaktır. Aslında bu unsur bazen yanlış anlaşılabilir.Yaptığınız şey sizi hedefe götürmüyorsa başka bir şey deneyin seçeneklerinizi artırın mesajı verilmektedir. İnsanların çoğu ilişkilerinde çukura düştüğünü görmesine rağmen hala kazmaya devam ederler.

Esnek olmayı seçmek mutlu olmayı seçmektir. Hayatta karşınıza engel olamayacağınız ve kontrol edemeyeceğiniz olaylar da çıkacaktır. Olayların içinden esnek olma yeteneğiniz sayesinde sıyrılacaksınız.
Eğilen kamış rüzgarda kırılmaz, oysa koskoca çınar ağacı çatlar, yarılır ve devrilir.
NLP farklı seçenekleri ve yöntemleri geliştirecek yaratıcı çözümler bulma konusunda teknikler sunar.
NLP nin varsayımlarından birisi de seçeneklerin sınırsız olduğudur.
İnsanlar o anda ellerindeki en iyi seçeneği kullanırlar Pişmanlığın ve "keşke" kelimesinin anlamsızlığını ortaya koyan bir ilkedir Her ne şekilde karar verdiysek ,unutulmamalıdır ki o kararımız; o anki en iyi seçeneğimizdir.

Geçmişi ile pişmanlıklar içinde yaşayanlar şimdiki aklım olsaydı yapmazdım derler.Şimdiki aklınızın olabilmesi için bunları yaşamanız gerekiyordu..Her şey bir deneyim den ibaret..Eski anılarınıza taze gözyaşı dökmeyi bırakın...Kaçırdıklarınıza üzülmek yerine bari bundan sonraki yaşamı yakalayın.
Evet konumuz seçeneklerimiz…
Uygulama Bu soruları not alın ve bu hafta cevaplayarak deneyimlemeye çalışın.
Hayatınızda seçeneklerinizi ne belirler? Hiç düşündünüz mü?
Mesela çok sevdiğiniz kiram ayacağınız bir arkadaşınız sizden ısrarla bir şey yapmanızı istese.. Bunu yapma olasılığınız neye göre değişir? Bu ne istediğine göre değişir diyebilirisiniz... Konumuz bu değil... Evet ya da hayır cevabınız neye bağlıdır?Bu sorunun sizi zorladığının farkındayım...Bu sorunun cevabını sizden bir şey isteyen ilk kişide düşünmenizi istiyorum.. Ben bu cevabı neye göre verdim acaba? sorusunu kendinize sorun lütfen..Ve tabi ki not alın..

Mesela Sevdiğiniz bir arkadaşınız sizden 2 saatlik işi olduğunu ve bebeğine bakıp bakamayacağınızı sordu... Ya da bir arkadaşınız bilgisayardan pek anlamadığını ve ona anlatıp anlatamayacağınız sordu.. Cevabınızı neye göre belirlerisiniz
Kişilerin seçenekleri içinde bulundukları ruh halleri ile sınırlıdır..Bakış açımızı ve farkındalıklarımızı genişlettiğimizde seçeneklerinizin birden attığını göreceksiniz. NLP ye göre;
1 seçeneğe sahip olmak hiç seçeneksizliktir
2 seçeneğe sahip olmak çelişki yaratır
3 ve daha fazlasına sahip olmak özgürlüktür
Peki seçeneklerimiz ruh halleri ile sınırlı ise ruh halinizi değiştirmek isteyebilirsiniz.
Peki ama nasıl ?Değişimi gerçekleştirmek için önce durumun farkına varmak gerekir Farkına varamadığımız hiç bir durumu değ i süremeyiz. Zaten süregelen bir durum diyerek değişimin varlığını yok sayacak kadar kabullenmişseniz bu ruh hali ile özleşmişsiniz demektir.
Kendinizi çıkmazda hissettiğiniz bir ruh halinde iseniz problemle boğuşmak bosunadır.Kendinizi olayın içindeyken çaresiz hissedebilirsinizOlayın dışına çıkarak kendinizi karşıdan seyretmeniz gerekir.Bu yüzden de biz bir başkasına çok kolay akıl veririz. Çünkü olayın içinde değilizdir ve olayı karşıdan geniş bir açı ile seyredebiliyoruzdur. Olayın içinde ve dışında olmayı beynimiz nasıl gerçekleştiriyor bu konuyu da ilerleyen derslerimizde göreceğiz.

Her an kendimizle ilgili en iyi seçeneği seçmeye çalışırız. Bir dakika sonra pişman olsak bile. Bir dakika sonra yaşadığımız pişmanlık daha iyi bir seçeneği gördüğümüz içindir. Bazen hatalı ya da yanlış gibi görünen durumlardan karşımızdaki kişilerin o an için ellerinden gelenin o olduğunu bilmek gerekir.

Geçmişte yaşadığımız olaylardan kendimizi ya da başkalarını suçluyor isek; artık şunu biliyoruz o an en iyi seçeneğimiz oydu... Bize olumsuz davranan bir kişinin de becerebildiği en iyi seçenek bize yaşattığı şeyin tam da kendisi idi..
O an ki seçenek yalan söylemek olabilir, bağırmak, terk etmek ya da aldatmak olabilir.
Sorumluluğunu kaldıramadığını düşünüyorsa eşini terk edebilir.
İçindeki duygusal çöküntüyü tamir edebilmek için çok alışveriş yapabilir.
Sınırları korumak için bağırabilir. Her ne yapmış iseler becerebildiği tek seçenek oydu.
Hemen bir hikaye ile devam edelim..
Genç deve annesine sormuş:
"Anne neden bizim ayaklarımız bu kadar büyük?"
Anne cevap vermiş:
"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormuş:
“Peki , kirpiklerimiz niye bu kadar gür?”
Anne tekrar cevap vermiş:
“Çölde kum fırtınalarında gözümüze kum kaçmasın diye.”
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
”Bizim niye hörgüçlerimiz var?”
 Anne deve sabırla yanıtlamış:
“Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için, suyu hörgüçlerimizde depolarız.”

Sonunda dayanamayan genç deve sormuş:

“Peki, anne biz hayvanat bahçesinde ne yapıyoruz?”

Evet herkes becerebildiği kadar yaşarmış...Anne devenin de becerebildiği sadece bu...

İnsanlar ellerindeki seçenekleri uygular dedik...İnsanlar geçmişte yaşadığı olayları kabullenmediği ve affedemedikleri için acı çekmeye devamederler. O olayı her
düşündüğünde beyinde oluşturduğu patika yoldan tekrar yürüyerek kalıcı hale     getirir. İşin daha da ilginç tarafı beyin gerçekle hayali ayırt edemez ve siz her
düşündüğünüzde gerçekmiş gibi işleme alır.

Affedemediğiniz her kişi ile bir bağ içindesiniz. Bu hayatta her ne yaşamışsak bir amaç içindi... Şimdi o amaca teşekkür etme zamanı..

Aslında bu dünyada herkes bizim oyun arkadaşımız ..Eğer bir sıkıntı yaşamışsak bu sıkıntı bizim göremediğimiz bir şeyi görmemiz için vardı. İçimizde bastırdığımız ve göremediğimiz öfkeleri dışarıya atmak için vardı. Ve yüzleşmek için...

Huzurlu bir hayat istiyorsak sen suçlusun demek yerine biran önce temizlenmemiz ve arınmamız gerekiyor. Korkularımızı temizlememiz gerek... Hayatınızda sürekli yaşadığınız ve kısırdöngüye dönen durumlara dikkat edin...Bu olaylarla beraber yaşadığınız bir duygu vardır.Bu duyguyu farkedin... Siz bu korkuyu

mizlemeden yani sınavı bitirmeden bunu size yaşatanlarla ilişkiyi keserve başka bir kişi ile ilişkiye baslarsanıztekraraynı sorunu yaşarsınız... Zaten böyle de olmadı mı hayatımızda... Çünkü bu senin sınavın sınavdan kaçtığın için tekrar aynı sınava tabisin.

Eğer bu karmik sıkıntımızı çözemezsek hayatımızda olan kişilerle yani çocuklarımız eşimiz anne babamız ile çatışmaya başlarız.

Karmayı şu şekilde anlatabilirim size... Diyelim ki bir kişinin malına zarar vermiş olalım .Ona zarar verdiğimiz anda onun hayatında bir karma oluşturuyorsunuz... Yani enerji gönderiyoruz. Evren de hak yasasına göre etme bulma döngüsünü sizi içine alarak devreye sokuyor. Kişiye zarar verdiğinizde sistemin sizi tekrar yola getirebilmesi için size bir etki vermek zorunda.. Siz bu etkiyle tekrar arınma sürecine giriyorsunuz. Yani başınıza bir hastalık, sizi sıkıntıya sokacak bir durum...gelebilir
Mevlana'nın da dediği gibi İncittiğin yerden incinirsin.
Bütün bunlar bize ninelerimiz ve dedelerimiz tarafından da anlatılagelmiştir.
Bu karma atalarımızdan itibaren geliyor. Hani bir söz vardır "Dede erik çalmış, torunun dişi kamaşmış" diye.. Bütün bunların örnekleri fazlaca mevcuttur.
Nesiller önce yapılan bir hata genetik olarak torunlara geçiyor. Hayatta faturası ödenmeyen hiçbir şey yoktur. Bu dünyada tesadüf diye bir şey yoktur. Karşınıza çıkan her insanın bir sebebi vardır Sizin ondan onun da sizden alacakları ve verecekleri vardır...
Hep de dibe vurduğumuzzamanlarda bu arınma sürecine gireriz.. Tıpkı bir çıbanın uç vererek boşalması gibi.
Eğer hala görmeniz gereken karmalarınız varsa hayat size bunu zorluklar kısıtlamalar veya diğerlerine yardım etme arzusu şeklinde size sunacaktır

Atalardan Kalma Karmalara gelince;

Dünyaya yeni gelen bir ruh yedi nesil atasının toplu Karmasını üstlenir.Karma genetiK olaraK bir bireye programlanır. Yaşam Koşullarını ve bu bireyin sağlığını etkiler. Bütün Kötü gelişen olaylar ne yazık Ki Karma neticesinde gerçekleşir. Şu an dünya üzerinde en dehşet verici olaylar derin karmaların çözümüdür. Karmanın değeri sevgidir. Gerçekten niyet edip kendini ve başkalarını affetmeye hazır olup yüreğini koşulsuz sevgi ile açabildiğin sürece karmalarınız kesilir ve özgür bir birey haline gelebilirsin...

Bununla ilgili yaşanmış bir olayı paylaşmak isterim... Bir kişi gençlik yıllarında birisi ile kavga eder...Bu kavgada o kişinin kulağını ısırarak koparır. Ve yıllarca tazminat öder... Aradan yıllar geçer ve oğlunun çocuğu olur... Yani artık dede olmuştur... Doğan erkek çocuğun bir kulağı yoktur... Bu gibi olaylara etrafınızda da tanık olabilirisiniz.. Hiç bir şey tesadüf değilidir..

O zaman affederek kendimizi özgür bırakmalıyız.

Evet şimdi affetmeye hazır mısınız... AFFETME zamanı.
Daha Fazlası İçin Etikete Tıklayınız:

Sevdiklerinle Bu Bilgiyi Paylaş

Son Yazılarımız Mailine Gelsin

Subscribe to our Mailing List. We'll never share your Email address.

0 yorum :

back to top