Blogger tarafından desteklenmektedir.


2 Ekim 2013 Çarşamba

Hitabet Eğitimi 1. Hafta

Posted by islamkalkan at 23:49 0 Comments

Hitabet Eğitimi 1. Hafta

Merhaba ben Ezel Apaydın.
Bildiğiniz üzere hitabet birçok alanda işimize yaramakta, insanları etkilemek, onları coşturmak, ikna etmek gibi farklı konularda bize yarar sağlamaktadır. İnsanlar her zaman için güzel konuşmaya karşı son derece hassastırlar. Güzel konuşmak çok eskiden beri derin incelemelere konu olmuş fakat bu incelemeler sonucunda bazı insanların doğuştan bu kabiliyete sahip olduğu adeta değişmez bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Hitabet kesinlikle doğuştan gelen bir özellik değildir ve çalışılarak sonradan kazanılabilir. Bu dört haftalık eğitimimiz süresince bunu fark edecek ve siz de iyi bir hatip olmanın gereklerini öğrenip yerine getirebileceksiniz. Dolayısıyla ilk dersimize hitabetin ne olduğundan ve nasıl kullanılması gerektiğinden bahsederek başlayacağız.

Hitabet Nedir?

68474-423x284-Microphone_for_speechBir fikri, bir davayı dinleyicilere benimsetmek, onları bu fikre, davaya inandırmak için söz söyleme sanatına hitabet denir.
Bu işi yapan kişiye “hatip”, söylenene “hitabe, nutuk, söylev” denir.
Topluluk önünde etkileyici ve güzel konuşma sanatı olan hitabet, aslında insanları ikna etmenin en etkili yoludur. ¨Hitabet neden önemlidir?¨ sorusuna cevap arayacak olursak: Hitabet, geniş halk topluluklarını çeşitli konularda aydınlatan, siyasi terbiyeyi yükselten ve insanları olumlu yollara götürmekte kullanılan bir araç olduğu için önem arz eder.
İnsanları etkilemek, onları bir düşünceye inandırmak istiyorsanız yaptığınız konuşmanın mutlaka belirli özellikleri olmalıdır.
Yaptığınız konuşma:
Belirli düşünceleri topluluğa dinletmek ve dinleyenleri inandırma amacı taşımalıdır.
Konuşma inandırıcı, etkileyici ve coşturucu olmalıdır.
Kelimelerin ve cümlelerin anlamı kadar konuşma sırasında vurgu, tonlama, mimik ve jestler de önemlidir.
Yetenek kadar eğitim de gereklidir. Düşüncelerini tam ve doğru olarak ifade edemeyen “hatipler” söz söylemede yetenekli de olsa başarılı olamaz.
Hitabetin ne olduğundan ve özelliklerinden bahsettiğimize göre artık çeşitlerine ve ne anlam ifade ettiklerine de değinebiliriz.
Birçok konuya ve söyledikleri yere göre hitabet çeşitleri vardır. Bunlardan bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum:

1. Siyasi Hitabet:

Siyaset konusunda söylenir. Genellikle millet meclislerinde, siyasi parti toplantılarında, mitinglerde, diplomatik toplantılarda söylenen konuşmalar bu gruba girer. İç ya da dış politikayı ilgilendiren konuşmalardır, diyebiliriz. Ekranlarda sıkça karşılaştığımız çeşittir. Örneğin; seçim konuşmaları, haftalık grup toplantıları… gibi.

2. Askeri Hitabet:

Komutanların askerlerini cesaretlendirmek için yapmış oldukları konuşmalardır. Vatan savunmasının gerekli olduğu durumlarda bu kutsal vazife için askeri teşvik ve kişiyi manevi açıdan güçlü kılmak amacıyla yapılır. Cümleler kısa, yiğitçe, en cahil askerlerin bile kolayca anlayabileceği tarzda açık ve kesin olmalıdır. Örneğin; Atatürk’ün “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”, Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te “Kim malını ve karısını seviyorsa geri dönsün! Kim namusunu, şerefini, vatanını seviyorsa arkamdan gelsin… Ölürsem beyaz elbisem kefenim olsun…” gibi konuşmaları

3. Hukuki Hitabet:

Mahkemelerde yapılan savunmalar, savcıların iddianameleri yani hukuk konusunda yapılan konuşmalardır. Örneğin; Sokrates’in mahkemedeki savunması, avukatların mahkeme heyeti karşısındaki konuşmaları

4. Dinî Hitabet:

Amacı halka dinî bilgi ve eğitim vermek, dinî heyecan ve hisleri kuvvetlendirmek, onları manevî yükseltmektir. Örneğin; Peygamberimizin “Veda Hutbesi”, mübarek günlerde yapılan dini konuşmalar, Cuma namazı vaazları… gibi

5. Akademik (Bilimsel) Hitabet:

Akademilerde, bilimsel toplantılarda söylenir. Amacı, araştırılan bir konu hakkında aydın bir topluluğa o konu ile ilgili kişilere bilgi vermektir. Heyecanlandırma amacı gütmez. İfade açık, anlaşılır, kesin ve mantıklı olmalıdır.

ETKİLİ BİR KONUŞMANIN ÖZELLİKLERİ

Konuşmada kesinlikle doğrudan bir söyleyiş biçimi seçilmelidir. Bu doğrudanlığı kişi zamirleri kullanarak sağlayabilirsiniz. sağlanır. (ben, biz, siz, bana, sana, size gibi)Kişi zamirlerinin kullanılması konuşmayı resmilikten kurtarır, ona bir söyleşi havası katar.
Yaptığınız konuşmalarda cümleleri kısa tutmalı, uygun deyimler, küçük hikaye ve şiirlerden yararlanmayı tercih etmelisiniz. Kelimeleri seçerken dinleyicilerin durumu, konunun özellikleri göz önünde bulundurmak size avantaj sağlayacaktır.
Konuşulacak konuyu iyice araştırarak üzerinde iyice düşünmelisiniz. Gelişigüzel ve tekdüze konuşmalar dinleyiciyi sıkar.
Konuşurken dile dolanan “efendim, efendime söyleyeyim, uzatmayalım, yani, anlatabildim mi, gibi sözler dinleyeni rahatsız eder.
Bazı kişiler tarafından söylenen “tamam mı, tamam, oldu, boş ver, şey, işte, hım, hı, e…” gibi sözler ağız alışkanlığı kazandırabileceği için söylenmemelidir.
Net olmayan, hızlı konuşmalar dinleyiciyi sıkar, dinleyici algılama problemi yaşar ve konuşma amacına ulaşamaz.
İyi bir hatip olabilmek için gerekli olan özelliklere de biraz değinelim. İyi bir hitabet gücüne sahip olabilmek için birinci kural:
okumakBilgi sahibi olmaktır. Konuşmak için bilmek gerekir. Peki neyi bilmek? Söyleyeceğiniz her şeyi! Fakat bundan da önemlisi söylenmeyecek şeyleri de bilmeniz gerektiğidir. Dinleyicilerin içinde bulundukları ruhi duruma göre, konuşurken en büyük etkiyi uyandırabilmek için, söylediği sözle alakası olmayan fakat daha iyi konunun daha iyi belirmesine yardımcı olabilecek birçok şeyi bilmek gerekir.
Bunun için fazla okumak, birçok inceleme, çalışma ve araştırmalarda bulunmak ve biraz da düşünmek gerekir. Size en büyük tavsiyem düşüncelerinizi süslemeniz olacaktır. Öğrenmek tabi gereklidir ancak unutmayın ki bilginin altında ezilmemek ve geçmişte yapılan nutukları da ezberlememek gerekir.
düşünmekAz önce de bahsettiğimiz gibi ikinci kuralımız da hatip düşünebilmelidir. Aslında burada anlatmak istediğimiz düşünmeye alışmalıdır. Siz de farkındasınız ki akıllı televizyonlar, akıllı telefonlar, akıllı tabletler, akıllı bilgisayarlar hayatımızda daha fazla yer ettikçe bizim düşünmemize gerek kalmıyor. Nasılsa onlar bizim yerimize her şeyi çözüyor. Bu da neye neden oluyor dersiniz? Beynimizi çalıştırmadığımız için aptallaşmaya. Dolayısıyla düşünmeyi kendimize görev edinmek gerektiğini kesinlikle aklınızdan çıkarmayın.
Diğer bir maddemiz de diğer hatipler. Okumanın, düşünmenin öneminden bahsetmiştik. Ancak bir diğer önemli konu da yazılı olmayan ve her tarafta bulunan diğer bir kitabı, yani hayatı okumaktır. İyi bir hatip olmak istiyorsanız kendinizden öncekilerin eserlerini okumamız gerektiği gibi bir de dostlarınızın ve rakiplerinizin de konuşmalarını kaçırmayın. Hatipte her şey halka hitap etmelidir.
İlk dersimizi burada sonlandırıyorum. Bir sonraki derste görüşmek üzere.
Yaprak Ezel Apaydın

Daha Fazlası İçin Etikete Tıklayınız:

Sevdiklerinle Bu Bilgiyi Paylaş

Son Yazılarımız Mailine Gelsin

Subscribe to our Mailing List. We'll never share your Email address.

0 yorum :

back to top